Terör kredi notlarını etkilemeyecek.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart & Poor’s Batı avrupa ülkelerinde terör olaylarındaki artışın tek başına ülkelerin kredi notunu etkilemeyeceğini ancak kötüleşen terör tehdidinin nihai olarak bölgenin ekonomik büyümesini etkileyebileceğini bildirdi.
S&P terör saldırılarının batı avrupa’daki ülkelerin kredi notuna etkisine ilişkin bir rapor yayımladı.
Raporda, Paris’teki terör saldırılarının avrupa’da terörü yeni korkunç bir seviyeye getirdiği belirtilerek, “IŞİD sadece son 1 ay içerisinde, ankara, sina, beyrut ve paris’teki saldırıları kendisinin yaptığını iddia ediyor, ya da öyle olduğuna inanılıyor. Bu daha geniş bir eğilim parçası olarak görünmelidir.” denildi.
Batı avrupa ülkelerinde terör olaylarındaki artışın tek başına ülkelerin kredi notunu etkilemesinin muhtemel olmadığı vurgulanan açıklamada, “Terördeki artışın, islamcı ya da başka türlüsü, tek başına batı avrupa ekonomilerinin kredi notlarını etkilemesi muhtemel değil. Bununla birlikte, terörizm aşamalı ve dolaylı olarak bölgedeki ekonomik büyüme beklentilerini engelleyebilirler ve hükümetlere mali sonuçlar doğurma potansiyeline sahip” ifadelerini kullanıldı.
Tekrarlanan olaylar, tüketici ve yatırımcı güvenini azaltabilir”
Raporda görüşlerine yer verilen S&P küresel kredi notu baş risk sorumlusu mortiz kraemer terörün direkt olarak kredi notlarının aşağı çekilmesine yol açmasının muhtemel olmadığına dikkati çekti.
Artan terör saldırılarının ülkelerin büyüme beklentilerine ilişkin değerlendirmeleri olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunan kraemer “Terör kredi notu değerlendirmesi yaparken dikkate aldığımız bazı faktörlere yavaş yavaş yük olabilir. Özelliikle, bir ülkenin büyüme ya da mali beklentilerine ilişkin değerlendirmemiz terörün artmasına duyarlı olabilir.” ifadelerini kullandı.
Tekrarlanan olayların tüketici ve yatırımcı güvenini azaltabileceğini ve turizm, havacılık ve eğlence gibi sektörleri etkileyebileceğini belirten kraemer, “hatta başka saldırı olmasa bile, artan sınır kontrolleri yarı kalıcı hale gelirse bu durum iş yapma maliyetlerini yükseltebilir.
Daha az geçirgen sınırlar ekonomik entegrasyonu ve AB Ekonomilerinin büyümesini bozar.”
Değerlendirmesinde bulundu.
Kraemer ayrıca, terör tehdidinin popülist ve yabancı düşmanı parti ve adayları güçlendirme riski de oluşturduğunu ve böyle bir gelişmenin görevdeki hükümetlerin odak noktasını popülist dalgalanmalara kaydırabileceğini sözlerine ekledi.