Kur savaşları dış ticarete yaramıyor.

ABD merkez bankası fed’in parasal genişlemeyi durdurması ve ardından faiz artışını gündeme alması sonrasında gelişmekte olan ülkelerin paralarında ciddi değer kaybı yaşandı. Daha önce ulusal para birimlerindeki değer kaybı, bu ülkelerin ihracatlarını desteklerdi. Ancak bu kez öyle olmadı. “Kur savaşı” olarak görülen son düşüşlerde, bu ülkelerin sadece ithalatları değil, ihracatları da düştü. Para birimlerindeki değer kaybı rekabet avantajı getirmedi. Son bir yılda gelişmekte olan ülkelerin para birimindeki değer kaybı rekabet avantajı getirmedi.
Son bir yılda gelişmekte olan ülkeler dünya ticaret örgütü’nün verileri de küresel ticaretteki daralmaya işaret ediyor. Financial times araştırma birimi, 100 ülkeyi kapsayan bir araştırmada kur hareketlerinin ve son değer kayıplarının küresel ticarete etkilerini araştırdı. Sonuçlar daha öncekilerden önemli bir farklılık gösteriyor. Parası değer kaybeden ülkeler rekabet avantajı kazanmadığı gibi bu durum, ekonomik büyümelerini de frenliyor.
Paradaki yüzde 1’lik düşüş ithalatı yüzde 0,5 eritiyor.
Araştırmada haziran 2014’ten bu yana rusya, türkiye, brezilya, meksika, kolombiya ve şiili’de para birimlerinin dolar karşısında yüzde 20 ila 50 değer kaybettiği malezya ringiti ve endonezya rupisi’nin ise 1998 asya financial krizinden bu yana en düşük seviyelerde olduğu vurgulanıyor. Financial times’ın yapmış olduğu araştırma 107 gelişen ekonominin para birimlerini ülkelerin ticaret hacimleriyle karşılaştırılarak çarpıcı sonuçlara ulaştı. Bazı gelişmekte olan ülkelerin ararda para birimlerini develüe ettiği bir zamanda yapılan araştırmaya göre para birimlerinin dolar karşısındaki her yüzde 1’lik düşüş sonucu ülkelerin ithalat hacimlerinde yüzde 0,5 kadarlık bir azalma gerçekleşti ve bu düşüş ihracata olumlu yansımadı.
Ticaretteki büyümeye etkileri negatife geçti.
Gelişmekte olan ülkelerin toplam büyümesinin gelişmiş ülkelerin büyüme hızına doğru yavaşladığını belirten araştırma küresel ticaretteki büyümede de gelişmekte olan ülkelerin artık negatif etki yarattığı vurgulanıyor. BRICS ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin toplam ürün ticaretindeki büyümeye olan etkisinin 2010 yılında yüzde 8’in üzerinde olduğunu gösteren araştırma 2014 yılında bu etkinin sıfıra yaklaştığını ve 2015’in ikinci ve üçüncü çeyreklerinde bu etkinin eksi 2’ye yaklaştığını belirtiyor.
Büyüme modelleri tüm gelişen dünya da değişmek zorunda
Allianz şef ekonomik danışmanı ve ABD başkanı barack obama’nın küresel kalkınma konseyi başkanı mohamed el-erian tek kötüleşmenin gelişmekte olan ülkelerin büyümesi olmadığını, bu bozunmanın batı ekonomilerindeki büyümeyi de bozduğunu ve herşeyi daha da zorlaştırdığını vurguluyor.
İhracta dayalı büyüme modellerinin artık sonunun geldiğini vurgulayan El-erian “büyüme modelleri tüm dünyada zorlanıyor ve bazı ülkelerde tükenmiş durumda” diye konuştu. Capital economist gelişmekte olan pazarlar şefi neil shearing ise “en büyük gelişmekte olan ekonomilere son on yıldır büyük fayda sağlamış olan büyüme modelleri artık bozuldu.” diye konuşarak özellikle BRIC ülkelerini brezilya rusya hindistan ve çin örnek olarak gösterdi.