Enerji fiyatlarında artış ve maliye baskıları.

Yavaşlayan ekonomik aktivite ve ihracat pazarlarımızda beklenen zayıf büyüme sebebiyle 2024 yılında büyüme hızının düşmeye devam edeceğini bekleyebiliriz. Nitekim merkez bankası fiyat istikrarını tesis etmek için şubat ayında %8,5 seviyesinde olan politika faizini kademeli şekilde %40 seviyesine çıkartmış durumda. Ayrıca merkez bankası seçici kredi uygulaması ve kredi büyümelerine yönelik makro ihtiyati tedbirler de aldı ve TL mevduatın payını artırmaya çalışıyor. atılan tüm bu adımların yansıması olarak son dönemde enflasyonun ana eğiliminde yavaşlama olduğuna dair olumlu sinyaller geliyor. Enflasyonun 2023 yılını merkez bankası’nın tahmini ile uyumlu %65 seviyelerinde tamamlayacağını 2024 yılının ilk yarısında baz etkisi ile bir miktar daha arttıktan sonra üçüncü çeyrekle beraber belirgin düşüş kaydedeceğini öngörüyoruz. Olumlu sinyallere sonra üçüncü çeyrekle beraber mücadele zorlu bir süreç hizmet enflasyonundaki yüksek yapışkanlık ve başta yönetilen yönlendirilen fiyatlar olmak üzere geriye dönük fiyat artışları, enerji fiyatlarındaki artış ve maliyet baskıları enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskler içeriyor. Öte yandan finansal kırılganlıkların azaltılmasına yönelik politikaların cari açık üzerinde de pozitif etki yarattığını göreceğiz. Cari açık, güçlü iç talep koşulları ve artan altın ithalatı sebebiyle 2023 yılı mayıs ayında 60 milyar dolar’a yükselmişti. Yılın ikinci yarısında ise enerji ithalatındaki gerilemenin öncülüğünde ekim ayı itibarıyla 50 milyar dolar’a kadar geriledi. Önümüzdeki dönemde iç talepteki dengelenmenin etkisiyle cari açığın azalması yönünde eğilimin sürmesini bekliyoruz. Seçimlerin tamamlanması ve siyasi belirsizliğin geçmesi risklerin azalmasına yardımcı oldu. Yeni ekonomi yönetiminin makroekonomik istikrara yönelik attığı adımların olumlu sonuçlarının görülmesinin risklerin daha da azalmasına yardımcı olacağı kanaatindeyiz. 2023 yılının ikinci yarısında göreve başlayan yeni ekonomi attığının parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının sektör üzerindeki etkileri yılın üçüncü çeyreği itibarıyla hissedilmeye başladı. Bankacılık sektörü de ekonomide ortodoks politikalara geri dönüşe dinamik yapısı sayesinde kolaylıkla uyum sağladı.