Krizde ikinci dalga nedir, nasıl başlar?
Gelişmiş finans ve bankacılık sektörlerine sahip iki ülke olan Amerika ve İngiltere’de artan bir işsizlik var. İşini kaybedenlerin, ekonominin de aynı zamanda duraklamaya girmesi nedeniyle iş bulmaları veya tekrar düzenli bir gelir elde edebilecekleri bir duruma gelmeleri normalden daha uzun bir süre alacak. Bir süre sonra bu ülkede yaşam standartlarını tüketici finansman araçları ile destekleyen tüketicilerin, işsiz kalanların bir kısmının, ellerindeki birikimleri eriyenlerin daha önceden altına girdikleri borçlardan kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmeleri mümkün olmayacak. Bu da, kredi portföy dağılımlarında yüksek oranda tüketici finansmanı ürünü kredi kartı, tüketici kredileri bulunan finansal kurumları, bu alacaklardan teminat gösterilerek yaratılmış menkul kıymetleri, söz konusu menkul kıymetleri içeren varsa türev ürünler ve bu ürünleri taşıyan fonları ve bu fonlara yatırım yapan şirketleri zincirleme olarak etkileyerek bir önceki krizde yaşanan benzer domino etkisi içeren ikinci bir dalganın gelmesine sebep olabilir. Bu ikinci dalga gerçekten yaşanırsa, piyasaların şu an ulaştığı düşünülen diplerden daha derinlerde yeni diplere ulaşılabilir. Dilediğimiz tabiki ikinci dalgayı başlatacak bu şartların hiç gerçekleşmemesi ve yeni ABD başkanı Obama’nın 20 ocakta göreve geldikten sonra bu dalgayı önleyecek paketleri açıklayarak ikinci dalga hakkındaki tedirgin bekleyişi sona erdirmesi.
Türkiye’de neler oluyor.
Referans gazetesinde çıkan bir haber, krizin türk tüketicisini nasıl etkilediğini göstermesi açısından güzel bir kaynak olmuş. Haberin özetinde, özellikle anadolu’da araç kredisi alıp geri ödeme de zorlanan tüketicilerinin araçlarına haciz koyulması nedeniyle, bankaların araç parklarının yerel oto galerilerinden daha fazla araç çeşitliliği içerdiğinden bahsediliyor.