BM’den küresel ekonomik büyüme.

BM Dünya ekonomik durumu ve beklentiler 2024 raporunu açıkladı. Raporda 2023’te dünya ekonomisinin ciddi parasal sıkılaştırma ve dünya genelinde süregelen politika belirsizliklerinin ortasında çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan çok sayıda şoka rağmen beklenenden daha dirençli olduğunu kanıtladığı vurgulandı. Birçok büyük gelişmiş ekonominin keskin parasal sıkılaştırmaya rağmen tüketici harcamalarını destekleyen güçlü iş gücü piyasaları ile dikkate değer bir dayanıklılık gösterdiğine işaret edilen raporda, düşük enerji ve gıda fiyatlarının etkisiyle çoğu bölgede enflasyonun kademeli olarak gerilemesinden merkez bankalarının faiz artışlarını yavaşlatmasına veya duraklatmasına olanak tanıdığı belirtildi. Ancak beklenenden güçlü ekonomik büyümenin dünya ekonomisindeki kısa vadeli riskleri ve yapısal zayıflıkları maskelediği vurgulayarak yüksek faiz oranları çatışmaların daha da tırmanması yavaşlayan uluslararası ticaret ve artan iklim felaketleri nedeniyle oluşan kısa vadeli karamsar görünüm küresel büyümenin önünde ciddi zorluk olduğunu kaydedildi. Daha yüksek borçlanma maliyetleri ve sıkı kredi koşulları beklentisine değinilen raporda, bunun yüksek borçlanma maliyetleri ve sıkı kredi koşulları beklentisine değinilen raporda bunun yüksek düzeyde borç yükü altında olan ancak büyümeyi canlandırmanın yanı sıra iklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürebilir kalkınma amaçları SKA doğrultusunda ilerlemeyi hızlandırmak amacıyla yatırıma ihtiyaç duyan dünya ekonomisi için ters rüzgarlar sunduğu aktarıldı. Raporda sıkı mali koşullar artan jeopolitik parçalanma riskiyle birleşince küresel ticaret ve endüstriyel üretime yönelik artan riskler oluştuğu ifade edildi. Devam eden riskler ve belirsizlikler ortamında, 2023’te yüzde 2,7 olarak tahmin edilen küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2,4’e düşeceğinden öngörüldüğü bildirilen raporda, büyümenin 2025’te orta düzeyde bir iyileşme göstererek yüzde 2,7’ye yükselmesinin beklendiği ancak yüzde 3 olan pandemi öncesi büyüme trendinin altında kalacağı belirtildi.