BDDK: Öncü göstergeler iyi sinyal veriyor.

BDDK’nın finansal piyasalar raporu haziran 2012, kurumun internet sitesinde yayımlandı. Raporda yer verilen değerlendirmelere göre: Türkiye’de kapasite kullanım oranlarının kötleşmemesi, sanayi üretiminin ılımlı artışa işaret etmesi, aylık ve yıllık bazda cari açığın hız kesmesi ve işsizlik oranının düşme eğiliminde olması, 2012 yılının ikinci yarısında muadil ekonomilere kıyasla daha istikrarlı bir büyüme olacağı beklentisini kuvvetlendiriyor.
Türkiye’de ilişkin son açıklanan öncü göstergeler, başta büyüme olmak üzere ekonomik parametrelerin uluslararası kuruluşların öngörüldüğünden daha iyi olacağına ilişkin sinyaller veriyor.
Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, borçlanma oranlarının çok daha iyi bir görünümde olması ve mali disiplinin devamına yönelik yeni adımların atılması sayesinde, Türkiye’nin kredibilitesinin daha yukarıya çıkması bekleniyor.
Kredilerdeki artışın yavaşlatılması amacına ulaşıldı Kredilerin çeyrek dönemler itibarıyla büyümesi incelendiğinde, Merkez Bankası ve BDDK tarafından alınan önlemlerin de etkisiyle 2011 yılının ikinci çeyreğinden sonraki üç çeyreklik dönemde kredi büyüme hızının azaldığına işaret edilerek, 2012 yılı ikinci çeyreğinde kredi büyüme hızının bir önceki döneme göre arttığı belirtildi.
Yılın ikinci çeyreği itibarıyla, yıllık bazda kredilerdeki reel büyümenin yüzde 9,1 düzeyinde gerçekleştiği, bu oranın küresel krizin etkilerinin en fazla hissedildiği 2009 yılı haricinde son 10 yıldaki en düşük büyüme oranı olduğu vurgulandı.
Sıkı politika tedbirleri esnetilebilir Haziran 2012 itibarıyla kredilerdeki yıllık nominal artış yüzde 18,8 iken kur etkisinden arındırılan dolar bazlı yıllık artışın yüzde 6,7 olduğuna yer verilen raporda, “kredi genişlemesi modeline göre de kredi türlerinin hepsinin kredi genişlemesini ifade eden eşik değerlerin altında kaldığı görülmekte.
Netice olarak, kredilerdeki artışın yavaşlatılması amacına ulaşdığı küresel gelişmeler büyüme hedefleri ve kredi kalitesindeki iyileşme göz önünde bulundurularak kredilere yönelik sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin esnetilebileceği değerlendirilmekte” denildi.
Takibe dönüşüm oranı yüzde 2,66’ya geriledi Rapora göre, bankacılık sektörünün maruz kaldığı kredi riski, yılın ilk yarısında ılımlı azalış eğilimini sürdürdü. Kredi riskine ilişkin en önemli gösterge olan ve mart 2012 itibarıyla yüzde 2,74 olarak gerçekleşen takibe dönüşüm oranı TDO haziran 2012 itibarıyla yüzde 2,66’ya geriledi. Yılın ikinci çeyreğinde kredilerdeki artışın tahsili gecikmiş alacaklardaki artıştan daha hızlı olması, TDO’nun azalmasını sağladı.
Bu dönemde KOBİ kredileri ve ticari kredilere ilişkin takipteki alacaklar azalırken, bireysel kredilere ilişkin takipteki alacaklar arttı.
Takipteki alacakların sektörel dağılımı incelendiğinde, hizmetler sektörüne kullandırılan kredilere ilişkin takipteki alacakların diğer gruplara göre daha fazla arttığı görüldü.