Merkez Bankası çok doğru bir iş yapıyor.

Gerekli izinler için başvurduk. Bu hafta ya da önümüzdeki hafta izinleri de çıkmış olur. 500 milyon liralık 13 ve 18 aylık tahvil ihracı yapacağız. Hem vadeyi uzatacağız hem de dalgalanmanın olduğu dönemde sabit getirili bir enstrümana sahip olunacak. Bugün dünyadaki bütün kuruluşların kendi tahvili vardır. Artı yatırım bankalarının bunları alıp oluşturduğu ürünler vardır. Onların ortalamasından oluşan türev ürünler vardır. Bizim artık en basitinden başlamamız lazım. Türkiye’nin bugün en büyük en itibarlı yapıları ve şeffaf yapıları bankaları ve onların dışındaki 10-15 büyük sanayi kuruluşumuzun mutlaka tahvil ya da bono çıkartması lazım. Piyasasının böyle bir alışması lazım” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası çok doğru bir iş yapıyor Hasan basri göktan ile merkez bankası’nın attığı adımları konuşurken “Merkez Bankası bana göre çok doğru bir şey yapıyor, yapabileceği bundan doğru birşey de yok.” değerlendirmesinde bulunarak şöyle devam etti: “Modern ekonomilerde merkez bankalarının iki fonksiyonunu hatta tek fonksiyonu kaldı. İlki fiyat istikrarını sağlamak ve bana göre bugün merkez bankalarının esas görevi budur. Birde para basmak. Fakat esas kuruluş amacı para basmak olan merkez bankalarının bugünkü modern ekonomilerde asıl görevi fiyat istikrarını sağlamak oldu. ve elinde tek bir araç var.
Aynı bir fotoğrafçı gibi. nasıl fotoğrafçının bir tek fotoğraf makinesi ve objektifi var ve bununla en iyi resmi çekmek zorundaysa merkez bankası’nın da tek aracı para politikası. Para politikasında da oynayacağı iki kısım var. Biri faiz öbürü de kur. Merkez Bankası da bunu yapıyor. Bunu garipsememek lazım. MB’nin yaptığı doğru. Bakıyor ki piyasada istikrar bozulacak, fiyatlar oynayacak. Çok likidite var. Cari açık fazlalaşmış, yerel para değerlenmiş, elindeki enstrümanlara oynuyor.”
Merkez Bankası’nın dengeleri sağlamak için elindeki politika araçlarını en iyi şekilde kullandığını ve alacağı kararların olası etkilerini de çok iyi hesaplamaya çalıştığını da kaydeden göktan, “alınan kararların etkisini görüyoruz. Sepet olarak baktığınızda TL son bir iki haftadır yüzde 11 civarında değer kaybetti. Merkez Bankası, faizi yükseltip ekonomiyi birden bire çıkmaza sokmak yerine ekonomide para arz edenlerin arz etme maliyetini yükseltecek tedbirler alıyor. İki odaklı ve değişik bir metot. Merkez Bankası doğrudan faizi de artırabilirdi. Ama belki o piyasada ters algılanabilirdi. Fakat, faizi artırıp, talep edenin talebini kırmak yerine, parayı arz edenin talebini kırmak gibi değişik bir yöntem seçti.” diye konuştu.
Kararlar hem faizi yükseltiyor , hem de vadeyi kısıyor Merkez Bankası’nın para arz edenin iştahını ve miktarını azalttığını vurgulayan göktan, bankaların da ellerinde iki seçenek olduğunu anlattı. Göktan, bankaların maliyetlerini hesap etmek zorunda kalacağını o nedenle de bu maliyeti paylaşmak zorunda kalacağını aktardı. Göktan şöyle devam etti: “Bankalar kendine gelen maliyeti paylaşmaya çalışacak. Bir kısmını kullananla paylaşacak bir kısmında da kendi fedakarlık yapacak. Verimliliği artırarak veya karından fedakarlık yaparak paylaşacak. İkinci sorun ise vadeler. Bir miktar borçlanma vadesi kısalacak.