Jeopolitik gerilimlere bağlı ticaret modelleri.

Öte yandan ABD ve avro bölgesi’nde yılın üçüncü çeyreğine ilişkin enflasyon verilerindeki gerilemenin endişelerin bir kısmını giderse de bazı gelişmekte olan ülkelerde enflasyonda yeniden artış eğilimi görüldüğüne işaret eden ossa çin ekonomisindeki beklenenden keskin yavaşlamanın da küresel ticaretteki büyüme için risk oluşturduğunu söyledi. jeopolitik gerilimlere bağlı olarak ticaret modelleri değişiyor. Ossa enerji fiyatlarının ticaretteki büyümede önemli bir faktör oluşturduğunu belirterek, eğer tedarikte kesintiler meydana gelirse, enerji fiyatları yeniden artabilir ki bu da bazı ithalatçı ülkelerde resesyonu tetikleyebilir. Orta doğu’da son dönemde gerilimin artması, yarattığı insani felaketin yanı sıra enerji arzında böyle bir aksama ihtimalini artırıyor. Çatışma bölgesel olarak nispeten sınırlı kalsa da halihazırda ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilecek ve dünya ticaretinin toparlanmasını engelleyebilecek belirsizlikleri artırdı.” değerlendirmesinde bulundu. Rusya Ukrayna savaşı dahil olmak üzere jeopolitik gerilimlerin arttığını ancak bu gerilimler neticesinde küreselleşmenin bir yere gitmediğini ifade eden ossa avrupa ülkelerin rus petrol ve gaz arzına erişimi kaybettikten sonra birçok diğer ülkeden enerji ithal edebileceğini anımsattı. Ossa, konuşmasını şöyle sürdürdü. Jeopolitik gerilimlere bağlı olarak ticaret modelleri değişiyor. ama buna degobalizasyon demezdim. WTO olarak ticaretin bölgesel siyasi çizgilere göre yeniden şekillendiğine ilişkin işaretleri gözlemliyoruz. Bazı ülkeler siyasi açıdan benzer düşüncelere sahip ortaklarla daha fazla ticaret yapmaya başladı. Bu jeopolitik gerilimleri yansıtsa da aynı zamanda salgın öncesi ticaret modellerine geri dönüşe de işaret ediyor olabilir. Bu açıdan ticaretin küreselleşmeden geniş çaplı şekilde uzaklaştığına ilişkin kanıtlar hala oldukça sınırlı. Özellikle gıda gibi temel ihtiyaçların ticaretinde tüm ticaret kanallarının açık tutulması gerektiğinin altını çizen ossa etiyopya gibi ülkelerin savaştan önce buğday tedarikinin büyük kısmını rusya ve ukrayna’dan sağladıklarını anımsatarak ancak ticaret yoluyla bu ülkeler alternatif tedarikçilere ve ikame ürünlere ulaşabildiler. Ticaret kısıtlarını en az seviyede tutarak ticarete konu ürünler en çok ihtiyaç duyulan bölgelere ulaştırabilir. Bu her zaman akılda tutulması gereken bir durum.” değerlendirmesinde bulundu.