HKMA çin ile yatırım bağlantılarını genişletmeyi hedefliyor.

HKMA icra kurulu başkanı eddie yue’ye göre hong kong para otoritesti HKMA çin anakarası ile yatırım bağlantı programlarını geniletmenin yollarını araştırıyor. Hong kong’da düzenlenen HSBC küresel yatırım zirvesi’nde konuşan yue çin’den hong kong finans piyasalarına güneye doğru yatırım akışının artma potansiyelini vurguladı.
Yue bond connect programı gibi mevcut programların özellikle varlık yöneticileri, sigorta şirketleri ve emeklilik fonları gibi daha geniş bir çinli yatırımcı yelpazesinin katılımına izin vermek için büyüme alanına sahip olduğunu öne sürdü. Güney yönlü bond connect için uygun yatırımcı sınıflarının genişletilmesi halinde hong kong platformu aracılığıyla küresel tahviller için önemli bir potansiyel olduğunu vurguladı.
2017’de başlayan bond connect girişimi dünyanın en büyüklerinden biri olan çin’in tahvil piyasasını yabancı yatırımcılara açmak için tasarlandı. Programın kuzeye yönelik ticaret bileşeni, offshore yatırımcıların hisse senetleri, tahviller, borsa yatırım fonları ETF’ler ve varlık yönetimi ürünleri de dahil olmak üzere çin’de listenen ürünlerle etkileşime girmesine olanak tanıdı. 2021’de başlatılan güney bileşeni ise çinli yatırımcıların küresel tahvil piyasalarına erişimini sağlamayı amaçlıyordu.
hong kong’un menkul kıymetler gözlemcisi julia leung’da şehrin piyasa rekabetçiliğini ve likditesini artırma ihtiyacına değindi. Leung şehrin hisse senedi alım satımında işlem maliyetlerini ve alış satış farklarını azaltmanın yanı sıra ilk halka arzlar IPO’lar için fiyatlandırma sürecini iyileştirmek de dahil olmak üzere çeşitli önlemler almayı düşündüğünü belirtti. Leung ilk çeyrekteki halka arzlarının 507 milyon dolar değerinde olduğunu ve bunun bir önceki yıla göre yaklaşık %30’luk bir düşüşe işaret ettiğini kaydetti.
Hong kong, piyasa faaliyetlerini artırmak amacıyla 2023 yılı sonunda hisse senedi işlemlerinde damga vergisi oranının hem alıcılar hem de satıcılar için %0,13’ten %0,1’e düşürdü. Bu hamle piyasa performansını etkileyen ve sermaye çıkışlarına yol açan çin’in ekonomik yavaşlaması ve jeopolitik gerilimler gibi zorlukların ortasında şehrin küresel bir finans merkezi olarak konumunu korumaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçasıydı.