Gelelim bu konudaki yorumumuza. Merkez bankası para politikası kurulu cari açığın büyümesini yavaşlatacak önlemlerin peşinde olduğunu artık herkes biliyor. Bunu yaparken faizi artırmamak gibi bir motivasyon da olunca, son birkaç aydır zorunlu karşılıklara yüklendiler. Ancak bankalar tarafından bulundurulan bu tutarlara herhangi bir faiz ödenmiyor. Sıfır faiz vererek daha fazla artırıma gidebilecek yer kaldığını düşünmüyoruz. Bankalar şimdiden sert tepkiler göstermeye başladılar bile. Dolayısıyla şimdi bankaların kredi olarak piyasaya verebilecekleri tutarları kısıtlayabilecek bir başka kalem olan mevduat güvencesi altında tahsil edilen primler dikkat çekiyor. Bu açıdan bakıldığında TMSF’nin mevduat güvencesinde güncelleme yapmak istemesiyle ilgili zamanlama tesadüf olmayacak kadar ilginç. Bankacılık çevreleri, sıkılaşma noktasındaki Merkez bankası, BDDK ve Maliye Bakanlığı’nın ortaklaşa hareketine artık TMSF’nin de dahil olarak devam edileceğini kabullenmiş durumda.
TMSF tarafından mevduat güvencesi miktarında bir güncelleme durumunda bankaların kaynak maliyetlerine oldukça önemli bir ek kalem gelmiş olacak. Bunun neticesinde de bankalar kredi faizlerini artırmak zorunda kalacaklar. Tüketici bankalarla daha fazla faiz ödemek zorunda kalacak. Özellikle yaklaşan ramazan ayı ve bayramlarda ihtiyaç kredilerine talepte vergi dilimlerinin de etkisiyle bir artış olacağı varsayımından yola çıkarsak, tüketiciler için çok olumlu gelişme olmayacak gibi gözüküyor.