Gelişmiş sermaye piyasalarının bulunduğu ülkelerde baktığımızda bu gelişmiş piyasaların arkasındaki en önemli faktörlerin başında gelişmiş sigorta sektörlerinin bulunduğunu görüyoruz. Bu ülkelerde yaşam ile ilgili hemen her risk için bir sigorta ürünü mevcuttur.
Sigorta şirketleri bir tek ölüme çare bulamamakla beraber ölüm sonrası sevdiklerinizin uğrayacağı mali kayıplarının önüne geçebilmek için çeşitli ürünler tasarlamışlardır. Bireysel emeklilik ferdi kaza ve çeşitli birikim poliçeleri gibi.
Sigorta şirketinin çalışma prensibi çok basittir aslında, tüketicilerin yaşamlarıyla ile ilgili riskleri tespit eder ve bunlar ile ilgili olarak bir fiyatlama çalışması yaparlar. Buna sigortacılıkta underwriting denir. Underwriting ürün geliştirmesinin tamamlanmasının ardından tüketicilere sunulur.
Amaç ürünü mümkün olduğu kadar çok satıp toplanan sigorta primlerinin büyük miktarlara ulaşmasını sağlamaktır. Daha sonra bu toplanan riskin bir kısmı dönemsel anlaşmalar yapılan reasürans şirketlerine devredilir ve bunun karşılığında reasürans şirketlerinden yapılan anlaşmalarca belirlenen oranda bir komisyon alınır.
Bütün bu işlemlerden sonra sigorta ve reasürans şirketlerinin asıl yarışı başlar. Sigorta ve reasürans şirketleri, topladıkları prim ve komisyonları finansal piyasalarda değerlendirmek suretiyle arttırma çabasındadırlar. Ancak bu şekilde üzerlerine aldıkları risklerin gerçekleşmesi durumunda ödeyecekleri tazminatlara rağmen faaliyetlerinden kar etmeleri ve varlıklarını devam ettirmeleri mümkün olacaktır.
Bu nedenle dolayı gelişmiş sigorta sektörlerinin bulunduğu ülkelerde aynı derecede gelişmiş ve sağlıklı bir şekilde regülasyona tabi finansal piyasaların bulunması kaçınılmazdır.
Biri olmadan bir diğeri olmaz olursa türkiyedeki gibi yabancı sermayeye bağımlı bir piyasa söz konusu olur. Gelecekte tüketici finansmanı maliyetlerinin düşmesi için gerekli olan ülke ekonomik verilerinin sağlıklı olmasının önemi büyüktür. Sağlıklı ekonomik veriler ise gelişmiş ve derinlikli sağlıklı olmasının önemi büyüktür. Sağlıklı ekonomik veriler ise gelişmiş ve derinlikli sermaye piyasalarını gerektirir. Derinlikli sermaye piyasaları için bu piyasalarda faaliyet gösteren yerleşik kurumların portföylerinin değerlerinin büyük olması gerekir. Bu tür fon yönetimi ana faaliyet dalı olan sektörlerin başında gelen sigorta sektörünün ülkemizde son on yıl içerisinde bankacılık sektörünün gösterdiği gelişmeyi ve hacmi yakalaması durumunda, yukarıda hayalini kurduğumuz ucuz tüketici finansmanı imkanlarına da ulaşmamız mümkün olacaktır.