Sicil affı tasarısının bu şekilde yasalaşması durumunda, karşılıksız çek, protestolu senetler ile kredi kartları borçları yasanın yürürlülük tarihinden önce veya yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılandırılan ya da ödeyenler, borç tamamının ödenmesini takiben merkez bankası tarafından oluşturulan kara listeden çıkartılacak.
Sicil affı sonrası bankalar, Finansal kiralama şirketleri, Faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerince yapılacak kredilendirme, çek karnesi verilmesi ve diğer işlemlerde silinmiş kayıtlar dikkate alınmayacak.
Verilen boş umutlar sonrası acı gerçek
Daha önce bahsetmiştik, söz konusu sicil affı tamamen seçmenin gözünü boyamaya yönelik bir çalışma izlenimi bırakmıştı bizde. Tasarı komisyondan geçen haliyle değerlendirildiğinde pratikte bir işe yaramayacak gibi gözüküyor. Gerçek veya tüzel kişinin borç tamamını ödemesi durumunda, sadece merkez bankası tarafından oluşturulan veritabanından çıkartılmasına yönelik bir çalışma, Bankaların merkez bankası veritabanı kayıtlarından daha sık başvurdukları bir referans kaydı olan KKB kredi referans sistemi KRS kayıtları ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmeye çalışılmamış bile. Belliki seçim öncesi bankaları da huzursuz edecek bir düzenlemeden çekiniliyor.
Bu tasarı ile özel banka ve kredi veren diğer kurumların nezdinde TCMB veritabanı TCMB karaliste tüketici finansmanı ürünleri başvuruları değerlendirmelerinde önemini kaybedecek, bankalar bu başvuruları TCMB veritabanı yerine, kendi bilgisayarlarına daha önceden indirmiş oldukları veritabanından ve KKB veritabanından sorgulayacak ve buradaki kayıtları dikkate alıp red edecek. Geçmiş dönem performansları nedeniyle kredi başvuruları reddedilen tüketicilerin tekrar kredi sistemine kazandırılması yine mümkün olmayacak.