Son bir kaç haftadır okurlarımızın bize ilettikleri sorulara göz attığımızda soruların hep aynı konular ile alakalı gelmeye başladığını farkettik. Daha önce yazdıklarımızı bir özet olarak toparlamak suretiyle sizlere biraz daha yardımcı olacağımızı düşünüyoruz. Merkez bankası kredi kaydı Kara liste KKB’deki negatif kredi kaydı ve sicil affı yorumların yoğunlaştığı ana başlıklar.
Teoride ve pratikte kara liste
Teorik olarak bankalar tarafından kullanılan kara liste diye birşey yok. Pratikte ise KKB ve Merkez bankası’nın yanısıra, kredi veya kredi kartı veren kuruluşların kendi veritabanlarında kayıtlı belirli bir performansa sahip kişilerin kredi başvurularının kabul edilmemesi söz konusu. Yani ” bu listedeki insanlara kredi verilemeyecek ” denilen bir liste yok. Bankalar ve kredi veren kurumlar, bunu bir kara liste uygulaması olarak değil, kurumun kendi kredi politikasını uygulaması olarak yorumluyorlar.
Kimlere kredi ve hangi şartlarda kredi verip vermeyeceğine kim karar verir ?
Bu sorunun cevabı çok basit, kredi veren kurumlar kimlere kredi verip veremeyeceğine sadece kendileri karar verirler. Dolayısıyla kendi sağladığı kaynakları, kendi uygun gördüğü profile verip vermemekte serbesttirler.
Devlet veya hükümetin bu konuda denetleyici rolü vardır. Buradaki denetleyici rol, özerk bir kurum olan BDDK’ya verilmiştir. BDDK, özellikle geçmişte olduğu gibi bankaların tüketicilerden topladıkları kaynaklarını, grup faaliyetlerini fonlama amacıyla kullanımının tekrar yaşanmasına mani olarak ülke ekonomisinin ve tüketicilerin zarar görmesinin önüne geçmek amacıyla kurulmuştur. Tüketicilerin yaşadığı kara liste veya kredi sicili ile ilgili sorunlar hakkında kısaca sizlere daha önce kamuoyunda bahsi geçen sicil affının gerçekte politikacılar tarafından öne çıkartılan amaca hizmet edip etmeyeceğine dair şüphelerimiz olduğundan bahsetmiştik. Sicil affı sayesinde ilgili yasayla kredi kartı borçlarını 12 aylık ödeme planı tercih ederek yapılandırılan tüketiciler bankalar ile tekrar kredi ilişkisi kurma imkanı olacak. Burada en önemli faktör, bankaların bu müşterilere kredi vermeye cesaretleri olup olmadığı. Şu anda bankaların kredi verirken oldukça sağlamcı davrandığını düşünürsek, bunun en azından ilk altı ay için pek mümkün olmayacağını düşünüyoruz.