Nisan ayında şeker finans’ın sunmaya başladığı 30 yıl vadeli konut kredisi hakkında belki de tek incelemeyi yapan web sitesi bizdik. O dönem şekerbank reklamları TV’de prime time’da yer alıyordu. öne çıkan özelliği de türkiye’de bireylere sunulan TL cinsinden en uzun vadeli konut kredisi alternatifini sunmasıydı. Ürünle ilgili teknik incelememize bu yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Bizim bugün değinmek istediğimiz şey ise, son dönemde şekerbank konut kredisi reklamlarının hemen hepsinde kullanılan depresif ve karamsar anlatım. Şekerbank, bu reklamları sinemalarda göstermeye başlamış. Temelde televizyonda yayınlanan reklamların aynısı, ancak aynı reklamların yarattığı etki sonbaharda büyük ekranda seyredince daha da karamsar olmuş.
Reklamlarda türk halkı’nın finansman desteği olmayan, kendi birikimleriyle ev sahibi olma olasılığı düşük, düzenli ama dar gelirli kesimlerinden örnekleme yapılmış, reklamlar yukarıda bahsettiğimiz tanıma uyan kesim için “monoton karanlık bir hayatımız var.” işe gidip geliyorsunuz, üstelik bir eviniz bile yok.” mesajı veriyor ve sonra “haydi evine” diyerek sona eriyor. Ancak karanlık başlayıp, karanlık bir şekilde bittiği için reklam sona erdiğinde seyirciler kendilerini eğer reklamla kendilerini özdeşleştirilerse içinde bulundukları ruh halinden daha karamsar bir noktada buluveriyorlar. 30 yıl vadeli konut kredisi sunduklarını yazıyla belirtiyor, ancak söz konusu reklamlardan herhangi birini seyrettikten sonra insan kendine en yakın şekerbank şubesine gitmeyi değil de, adeta en yüksek bina veya köprüye çıkıp atlatmak veya en yakın antidepresan şişesine uzanmak istiyor. Bir kişinin şubeye uğradıktan sonra hayatınızın nasıl değiştiğini göstermek ve 30 yıl vadeli bir kredinin ötesinde bir umut, bir ışık sunduklarını anlatmak yerine, insanı sinema gibi hayatın gerçeklerinden kaçıp hoş vakit geçirmek istediği bir yerde hayatın karanlık gerçekleriyle başbaşa bırakıyorlar. Bizce reklamda amaç en avantajlı ürünü sattığını anlatmak değil, izleyicilere o ürünü aldıkları takdirde hayatlarında nelerin olumlu olarak özellikleri ilişkilendirdiğinizi tüketicilere anlatmadıktan sonra bu farklılık ters tepebilir.
Barınma ihtiyacı insanoğlunun ihtiyaçlar sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. “Başını sokacak bir yuva” sahibi olmak da bizim kültürümüzde önemli. Bu öncelikli ihtiyacı öne çıkartarak konut kredisi satmaya çalışmayı da anlıyoruz. Ancak anlatımın bu kadar depresif ve moral bozucu şekilde yapılmasının amacına ulaşacağını düşünmüyoruz. “evin yok, monoton rutin ve karanlık bir hayatın var, gel evin olsun diye sana kredi verelim, 30 sene boyunca kredi taksidi öde” mesajı şekerbank’a ne kadar olumlu katkı yapacak hep beraber göreceğiz.