Son birkaç yıldır ülkemizdeki sınırlı sayıdaki yatırımcının yatırım alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldıklarını veya klasik yatırım araçlarını kullanarak getiri anlamında oldukça tatminkar olmaktan uzak sonuçlar aldığını görüyoruz. Ülkemizde özel bankacılık dalında hizmet veren bankaların önemli bir kısmı müşterilerine halihazırda alternatif getiri potansiyeli bulunan ve buna göre de daha fazla risk taşıyan yatırım araçları hakkında bilgilendirme yapmış durumda. Bu yatırım araçları hakkında özel bankacılık müşterileri profiline uymayan sıradan yatırımcıların bilgi sahibi olması kaçınılmaz bir gerçek, ancak bu biraz daha vakit alacak gibi gözüküyor. Tıpkı bundan yıllar önce mevduattan başka yatırım ürünü bilmeyen ortalama türk yatırımcısının, sunduğu alternatif getiri nedeniyle repoyu süratle benimseyip, daha sonra son yıllarda yine arka plana atması gibi. Klasik tahvil ve mevduat ürünlerine alternatif olarak karşımıza çıkan ürünlerden ülkemize en çok benimsenmiş olanı hiç şüphesiz dayanak varlığı altın olan yatırım ürünleri altın yatırım fonları altın hesapları vb. geliyor. Bunun en önemli sebebi içinde bulunduğumuz ekonomik ortam nedeniyle, dünyada egemen para birimlerinin uğradıkları güven kaybı sonucunda en iyi alternatif ve güvenli liman olarak altına olan talebin arttırılması.
Altının uzun vadede getiri potansiyelinin çok yüksek olduğu konusundaki inancımızın çok yüksek olduğunu bir çok makalemizde kendimize göre sebeplerle ortaya koymuştuk. Ancak altın fiyatlarının tüm zamanların en yüksek noktasına ulaştığı şu günlerde, altından daha yüksek bir getiri potansiyeli olan alternatif bir kıymetli metal olan gümüşe dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Bunun en önemli sebebi ise, geçtiğimiz birkaç yıl içinde altın fiyatlarının performansıyla bir başka değerli metal olan gümüş fiyatlarının performansının birbirinden önemli şekilde ayrışmış olması. Bir örnek vermemiz gerekirse: altın fiyatları 2010 yılı içerisinde tarihi zirvelerini birkaç kez yenilemişken, dünyada değerli metallerden altına alternatif olarak bahsedilen gümüş fiyatlarında tarihi zirvelerin aşağıdaki grafikten sizin de görebileceğiniz üzere en son 2008 yılında yaşandığını görüyoruz.
Altın fiyatlarında 2010 yılında birçok tarihi rekor kırılırken, gümüş fiyatlarında 2008 yılındaki tarihi zirvenin bile yaklaşmamış olmasını, gümüş fiyatlarında daha yüksek bir getiri potansiyeli olduğu sinyalleri olarak yorumluyoruz. Ancak tekrar ifade etmek isteriz ki, burada yer alan yorumlarımız bizim kişisel görüşlerimize dayanmaktadır. Bu görüşler siz ziyaretçilerimizin mali durumunuzla, risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayacaktır ve böyle bir durum olması durumunda sorumluluk bize değil, kararı veren sizlere ait olacaktır. 24 ayar altın fiyatlarının son geldiği nokta 61 TL civarlarında. Bu da en popüler yatırım aracı olan çeyrek altının fiyatını 104 TL’ye taşıyor. Türk yatırımcısı açısından çeyrek altın fiyatı 100 TL’nin üzerinde çıktığı zaman, altınla olan kültürel bağ önemli şekilde sekteye uğrar. Kuyumcular artık altın alınan yer olmaktan çıkıp, altınların bozdurmaya başlandığı işyerleri olmaya başlarlar. Ülkemizde kuyumcu olarak faaliyet gösteren işyerlerinin önemli bir kısmının kurumsal şirket değil de bir esnaf olduğundan yola çıkarsak, fiyatlar gerilemediği sürece bu durumun onlar açısından uzun süre sürdürülebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla talebin doğal yönüne dönebilmesi, yeni altının toplumun talep oluşturabileceği seviyelere gerilemesi gerekiyor.
Altından beklediğimiz uzun vadeli performansı başladığını söyleyebilmemiz için TL’nin dünya ticaretinde önemli diğer para birimleri karşısında bir kayba uğramış olması gerekirdi. Öyle bir durumda ortalama bir yatırımcı için bu fiyat seviyelerini kabul etmek daha kolay olabilirdi ve altın fiyatlarının yakaladığı bu seviyelerde de bir talebin devam etmesine imkan verebilirdi. Anlatmak istediğimizi basit bir örnekle pekiştirmek gerekirse: dünyanın en pahalı akaryakıtının satıldığı ülkemizde akaryakıta olan talebin azaldığını görmüyoruz. Şu anki verilerin ışığında ve altın fiyatlarının bulunduğu seviyede, gerçek altın fiyatlarına dayanak oluşturan talep ve vatandaş ertelenmiş durumda.