2008 başından son üç aya kadar geçen süre içerisinde aşırı değerli yeni türk lirası nedeniyle, türk tüketicisi döviz yerine altına yüklendi. Özellikle yıl içerisinde altın fiyatlarındaki aşağı yukarı dalgalanmalar dövizde pozisyon alanlar ile kıyaslandığında daha çok kar realizasyon fırsatı çıkardığı için 2008 yılının ilk sekiz ayında altına yatırım eğiliminde büyük bir artış yaşandı.
Tasarruf konusunda katetmemiz gereken daha ok yol var.
Altının geleneksel bir yatırım aracı olarak gösterilmesi ve mevduatın gösterilmemesi ülkemizde bireysel tasarrufların hala ekonomik sistemin dışında değerlendiriliğini ülkemizde bireysel tasarrufların hala ekonomik sistemin dışında değerlendirildiğini göstermesi açısından üzücü. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ekonomik sistemde faaliyet göstermesi açısından üzücü. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ekonomik sistemde faaliyet gösteren kurumlardan sağlanan finansman maliyetlerinin düşebilmesi için, bireylerin tasarruflarını da söz konusu kurumlar vasıtasıyla mevduat ve sermaye piyasası araçlarında değerlendirmesi gerekiyor. Bu artışı sağlayamadığımız sürece bu kurumlar, Türk piyasalarının finansman ihtiyaçları için kaynakları yurt dışından sağlamak durumunda kalacaklar. Yurt dışından sağlanan kaynaklarının maliyetinin büyük bir kısmı tekrar yurtdışına aktaracağız. Ayrıca kaynağın yurt dışından bulunması nedeniyle, kaynağın ülkemize gelmesine kadar geçen süre içerisinde başta aracı olanların komisyonları olmak üzere birçok ek maliyet yükleniyor.
Türk halkının yüzde 64’ü tasarruf yapmıyor.
Türkiye’de cumhuriyet kurulduktan sonra ilk on sene içerisinde türk halkı osmanlı devletinden kalan büyük borçlara ve büyük sıkıntılara rağmen dişinden tırnağından arttırdığı birikimlerle ülkeyi baştan kurdu. Türk sanayinin kuruluşu, ülkenin demirağ ile örülmesi türkiye tarihinin en fazlar demiryolu döşenmesi yine bu dönemde gerçekleşmiştir. İş bankası’nın TC Merkez bankası’nın kuruluşu, tamamiyle o dönemde vatandaşlarımızın birikimiyle yapılmış olması, tasarruf bilincinin bir ülkenin gelişiminde ne kadar önemli olduğunun en büyük göstergesi
Özal dönemiyle serbest piyasa ekonomisi ile tanıştırılan türk halkına her nedense serbest piyasa ekonomisinin tüketim bacağı daha çok empoze edilmeye çalışıldı. İthalatın serbest kalması ve ülkede bir sermaye piyasası altyapısı olmaması ile ekonomik gelişim ve büyüme hedeflerine, halkı tüketime yönlendirilerek ulaşmaya çalıştılar. Türkler tarafından geleneksel olarak tasarruf, birikim ve yatırımlarının genelde ekonomik sistem dışında değerlendirilmesi nedeniyle ve gelirin ekonomi içinde sirküle etmesini teşvik etmek amacıyla özellikle tasarruf konusunun önemi üzerinde durulmadı. Bu politika ve yüksek enflasyon dönemleri nedeniyle geçen yıllar boyunca türkiye,ülkesini osmanlı imparatorluğu’nun külleri arasından sil baştan kurmasına sebep olan tasarruf disiplininden kaçan, elindeki parayı zorunda kalmadıkça biriktirmekten kaçınan, biriktirirken de ekonomik sistem dışındaki yatırım araçlarında gayrimenkul altın kira vb. kullanan bir profile döndü. Mastercard tarafından yaptırılan araştırmada kullanılacak örnek grubun türk nüfusunu gerçekçi olarak temsil ettiğini kabul edersek, iyimser bir tahminle türk halkının %64’ünün tasarruf yapmadığını görüyoruz.