Burada ufak bir parantez açarak şunu belirtmek istiyoruz. Borç transferi gibi diğer kurumlardaki borç kapatmaya yönelik nakit kredilerde, hayat sigortasının talep ediliyor olmasını doğru buluyoruz. Zira tüketicinin borç sonra ermeden hayatını kaybetmesi durumunda banka borç bakiyesini sigorta şirketinden karşılayacak, böylelikle borçlu tüketicinin mirasçıları da üzüntülerinin yanısıra bir de kredi borç ile uğraşmak zorunda kalmayacaktır.
Borç transfer kredisi sunan birçok bankanın böyle bir ürünü sunarken bahsetmeyi atladıkları konu da, üründe de bir onay mekanizması bulunduğunu ve her başvurunun onaylanması diye bir şeyin söz konusu olmadığıdır. Aslında bakarsanız borç transfer kredisi için yapılan başvuruların onaylanma oranı diğer kredi başvurularından daha düşüktür. Zira bu krediye başvuranların önemli bir kısmı halihazırda gecikmesi bulunan veya hakkında takip başlatılmış tüketicilerdir. Bankaların ise borç transfer kredilerinde aradığı, borçlarının geri ödemesinde zorlanan, ancak geri ödemelerini ve borç taksitlerini aksatmamak için yoğun çaba gösteren tüketicilerdir. Onay oranlarındaki düşüklük bu iki profilinin uyuşmamasından kaynaklanır.
Bu resmi, okuyucularımız için biraz daha netleştirmek adına, hangi başvuru sahiplerinin onay almakta zorlanabileceğinden bahsetmek istiyoruz. Borç transfer kredisi başvurusunun onaylanması için öncelikle başvuru sahibi hakkında bir başka kredi veya kredi kartı nedeniyle takip başlatılmamış olması lazım. Takip ederken idari veya kanuni takipten bahsediyoruz. Bazı durumlarda eşit taksitlerle geri ödeme imkanı tanınan kredi kartı borçları da takibe uğramış olarak işaretlendiğinden, bu kapsamda değerlendirilecektir.