Bireysel emeklilik sistemi BES ülkemizde emeklilik şirketleri tarafından agresif olarak pazarlanmakta olan bir ürün. BES sahibi olan tüketicilerin sayısı her geçen gün artmakta. BES kapsamında emeklilik şirketleri bir kişiye birden fazla poliçe satabilme imkanına sahipler. Buna ek olarak bir önceki yazımızı okuyanlar hatırlayacaklardır. BES üyeleri, bağlı bulundukları şirkette en az bir sene kalmak kaydı ile birikimlerini başka bir emeklilik şirketine transfer etme imkanına sahipler. Bu sebeple bireysel emeklilik şirketleri halihazırda sisteme başka şirketler tarafında dahil edilmiş tüketicileri kendi portföylerine dahil etme yönünde de rekabet etmekteler. Yukarıda bahsettiğimiz bu iki nedenden dolayı emeklilik şirketlerinin ve onlara hizmet veren acentelerinin satış ekiplerinin, mevcut ve potansiyel BES müşterilerine temas etme konusunda iştah ve ivmelerinin çok uzun süre azalacağını düşünmüyoruz. Öte yandan bireysel emeklilik sistemi ile ilgili olarak tüketicilerin algısında bir yanlışlık olduğunu düşünüyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi BES ülkemizde SSK, emekli sandığı veya bağkur’un bir alternatifi olarak değil, bu sistemlerin tamamlayıcısı olarak düşünülmeli. BES SGK servislerine dahil tüketicilerin emeklilik için gerekli şartlar oluştuğunda ek bir birikime sahip olmalarına imkan veren ve ana hatları yasalar ile belirlenmiş bir sistem. BES ile ilgili yasal düzenlemeler gereği, bireysel emeklilik şirketleri müşterilerinden topladıkları kaynakları müşterilerinin risk tercihlerine göre oluşturdukları yatırım fonlarında değerlendirirler. Bu yatırım fonları, yine bu faaliyetleri düzenleyen yasalar kapsamında portföy yönetim şirketleri tarafından yöneltilirler. BES’te esas olan, sistemin üyelerine birikim yaptırmaktır. Yani BES 1 koyup on sene sonra 5 alacağınız bir sistem değildir. BES zaman içinde kenara koyduğunuz tutarların, on sene sonra veya emeklilik için uygun gördüğünüz süre neyse o sürenin sonunda, aynı alım gücüne sahip olmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır. Teorik olarak riske açık bir BES üyesi şansının da yaver gitmesi durumunda 1 koyup 1 almak yerine 1 koyup 3 alma şansına da sahiptir. Tabii anaparanın alınan risk tercihine bağlı olarak azalması da mümkün olduğunu hatırlatalım. Bireysel emeklilik sistemi’nde bireylere gelir vergisi matrahından düşebilmeleri için bir vergi avantajı tanımakla beraber, yasalarla emeklilik şirketlerine müşterilerinden bazı ücretleri tahsil etme imkanı tanınmıştır. Bunun yanısıra sisteme bir kez giriş yapan bireylerin çıkmasını zorlaştırıcı bazı yaptırımların bulunduğunu da bir kez daha hatırlatalım. Mevcut şartlar altında faaliyet gösteren emeklilik şirketlerinin sahip oldukları emeklilik fonlarının performansında, bankalar tarafından sunulan oldukça fazla çeşitliliğe sahip yatırım fonları ile ulaşmak, hatta aynı anda farklı içerikte fonları kullanarak üzerine çıkmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Üstelik bu fonlara ait katılım payları da bireysel emeklilik yatırım fonları gibi takasbank nezdinde kişi bazında elektronik olarak saklanmakta. Öte yandan bu performansı yakalayıp üzerine çıkabilmek için, gerçekten ihtiyaçları olmayan ürün ve hizmetler için bile kolayca tasarruf disiplinini bir kenara bırakabilmektedirler. Bireysel emeklilik şirketleri işte bu tasarrufa niyeti olan tüketiciler ile sözleşme yaparak, yasa ile belirlenmiş belli kurallar çerçevesinde bu disiplini onlar yerine sağlıyorlar. Kısacası bireysel emeklilik sistemine girmek veya yatırım fonlarına yönelmek, tüketicinin birikim disiplini göz önüne alarak kendi kendine vermesi gereken bir karar. Bireysel emeklilik sistemi’nde kimse ayda 100 lira katkı payı ödeyerek 65 yaşından sonra bugünün parasıyla ayda 1000 lira tutarında bir maaş alacağım diye beklenti içine girmemeli aksi takdirde yaşayacağı hayal kırıklığı çok büyük olacaktır.