Görünüşe bakılırsa yerel seçim sürecinde ses kayıtları, oy sayımı derken bazı önemli açıklamalar katakulliye gelmiş. Son bir buçuk senedir yenilenen bireysel emeklilik sistemine BES katılım çok büyük sıçrama yaptı. Bunun en önemli sebebi tüm BES şirketlerinin de reklamlarında ballandıra ballandıra anlattıkları %25’lik devlet katkı payıydı. Ancak devletin zirvesinden gelen son açıklama herşeyi değiştirebilir.
Maliye bakanı mehmet şimşek 22 Mart’taki uludağ ekonomi zirvesi’nde devletin bireysel emeklilik sistemine yaptığı yüzde 25’lik katkı ile ilgili önemli olarak yüzde 25’in zaten çok yüksek bir oran olduğunu belirtmiş ve devam etmiş “hali hazırda çok büyük olan oran, bu şekilde zaten sürdürülemez. Kısa ve orta vadede azaltma planı yok ama sonsuza kadar da böyle devam edemez.” maliye bakanı’nın bu manidar açıklaması yüzde 25’lik katkı payının ilerki zamanda mutlaka düşürüleceğinin açıkça bir itirafı. Üstelik kısa ve orta vade gibi muallak terimleri bize bu azaltmanın ne zaman gerçekleştiriliğiyle ilgili hiç bir fikir vermiyor.
Yeni BES düzenleme öncesi zaten çok temkinli yaklaştığımız üründü. Hatta %25’lik katkı payı açıklandığında da bu açıklamaya rağmen mesafemizi korumuştuk. Konuyla ilgili BES profesonyellerinden aldığımız geri bildirimlerde sisteme katılan bireylere devlet katkı payının tamamının alınması birçok şarta bağlanmış olmasına rağmen önemli bir fayda sağladığını belirtilmişti.
Şimdi görüyoruz ki bu oran aslında yeni sistemin eski sistemden götürdüklerini unutturmak için bir promosyonmuş. “Şimdi gel de 10 sene minimum bir taahhüt gerektiren bu sisteme güven de gir” gibi bir durum oluştu.
Eğer böyle bir çalışma gerçekten gündeme gelir ve uygulamaya geçerse, bu durum satış ve pazarlama yöntemi olarak %25’lik katkı payını ağızlarına pelesenk etmiş BES şirketlerini de olumsuz etkileyecek. Mevcut müşterilerinin sistemden çıkmasına engel olmak ve yeni müşteri kazanmaya devam edebilmek için emeklilik şirketleri farklı stratejiler geliştirmek zorunda kalacak.