Aynı düzenleme ayrıca banka gelir düzeyi 1000 TL veya altında olanları ile gelir düzeyi tespit edilemeyenler için, toplam kredi kartları limiti 1000 TL ile sınırlanırken, limiti 1000 TL üzerinde olanların gelir düzeylerinin belgelendirilimesi ve bu gelirlerin sürekliliğinin düzenli olarak kontrol edilmesi zorunluluğu getiriyor. Yani gelir beyan etmeden bir tüketicinin alabileceği kredi kartına 1000 TL’lik bir üst limit getirilmiş oluyor. Daha yüksek bir limite ihtiyaç duyulması durumunda bir gelir belgesi beyan edilmesi zorunluluğu gelmiş oluyor.
Sermaye yeterliliği ve karşılıklar
Ülkemizdeki bankalarını mali yapısının güçlü olmasının en büyük sebebi hiç şüphesiz BDDK tarafından belirlenen sermaye yeterlilik ve karşılık oranları. Söz konusu düzenleme kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişler ve kredi kartları ile nakit olarak kullandırılan kredi oranlarıyla ilgili karşılıklara da da vadeye göre artırıma gidildi. Kredi kartı vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 1-6 aya kadar olan taksit ödemelerine hali hazırda %75 olarak uygulanan risk ağırlığı %100’e çıkartılırken, vadesi 6-12 aya kadar olan taksit ödemeleri tutarlarına ilişkin hali hazırda %150 olarak uygulanan risk ağırlığı %200’e kalan vadesi 12 ayı aşanlara ilişkin %200 olarak uygulanan risk ağırlığı %250’ye çıkarılıyor. Ek olarak bu uygulama kapsamına kredi kartı vasıtasıyla nakit olarak kullandırılan krediler de dahil ediliyor.
Bizim görüşümüze göre bu düzenlemeler, taksitli alışveriş maliyetlerini arttırarak, bankaların ciro rekabetinde kullandıkları yüksek taksit sayısının 6 aydan uzun vadeler için cazip bir enstrüman olmaktan çıkararak müşteriye sunulmasına kısıtlama getirmeye çalışıyor. Bu önlemlere ek olarak taksitli alışveriş için normal limitin içinde de bir sınırlama getirilirse hiç sürpriz olmaz. Yani kart sahibinin taksitli alışveriş limiti kredi kartı toplam limitinin %30’unu aşamaz gibi bir düzenleme de beklenebilir.