Burası gerçekten önemli bir nokta. Bu konuda görüş bildiren kişilerin profesyonel ve performansları ile ilgili önlerinde hedefler olan yöneticiler olduğunu düşünürsek, zaten hacimlerde düşüş beklentisi içinde olsalar bile böyle bir görüş bildirmeye cesaret edemeyeceklerini düşünmek yanlış olmaz.
Banka yöneticilerinin çok büyük bir kısmının borçlanma maliyetlerinin artacağı yönde bir beklenti içinde olduğu raporda görülüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bankaların finansman ürünleri satışları açısından daha muhazafakar davranıp geçmiş dönem performanslarının biraz altında kalmayı planladıklarını düşünüyoruz. Bu da yakın gelecekte faiz, vade oranlar ve kredi vermeye hevesli kurum bulmak konusunda tüketici lehine olumlu bir gelişme beklenmemesi anlamına geliyor.
Aynı dönem için banka yöneticilerinin ayağını yorganına uzatmak konusunda hoyrat davranmış, ödeme zorluğu çekecek tüketicilerin sayında bir artış beklentisi içerisinde oldukları net bir şekilde gözüküyor.
Yukarıdaki tanıma uyan ve finansal açıdan sıkışan tüketiciler kredi kartına yüklenmeye başlayacak bu kredi kartı kullanımını ve hacimlerini arttıracak ve direkt olarak takipteki bireysel kredi oranında artış tetikleyecek.
Sonuç olarak banka yöneticilerinin beklentilerini yorumlarsak, 2001 krizi kadar olmasa da tüketici finansmanı açısından durgun bir sezon olacak, çünkü bankalar bu belirsizlikte kredi vermek konusunda hiç ama hiç hevesli olmayacaklar. Borçlarının gelirlerine oranı yüksek tüketiciler açısından oldukça zorlayıcı anlar yaşayacak. Tüketiciler açısından panik yapmaya gerek yok ancak temkinli olmakta çok ama çok fayda var. Yakın gelecekte bütün bu finansal çalkantılardan etkilenmemek ve sıkıntıya düşmemek için kredi kartı kullanımında dikkatli olunması ve gelirlerden mutlaka tasarrufa bir pay ayrılması gereken bir döneme girilmiş durumda.