ING Bank tarafından hazırlanan Türkiye’nin tasarruf eğilimleri araştırması’nın 2012 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre altın, değerli taş ve madenler yüzde 22 oranı ile tercihlerde ilk sıraya yükseldi. Araştırmanın temel göstergesi 18 yaş üstü kentsel nüfusun tasarruf oranı yüzde 12,2’ye yükselirken artan belirsizlik algısıyla yeterli geliri olmaması sebebiyle tasarruf yapmayanların oranı son bir yıl içinde ilk kez değişim göstererek, yüzde 61’den yüzde 51’e geriledi.
ING bank genel müdürü pınar abay “dünya tasarruf günü’nde görüyoruz ki tasarruf oranımızı artırma yolunda kat edeceğimiz daha çok mesafe var.”
Araştırmanın sonuçlarına göre, 2012 yılı üçüncü çeyrekte 18 yaş üstü kentsel nüfusun tasarruf sahipliği oranının son dönemde artma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Her ne kadar sevindirici olsa da tasarruf sahipliği oranının yüzde 10-12 oranlarında seyretmesi, ülke olarak tasarruf oranımızı artırma yolunda kat edeceğimiz daha çok mesafe olduğunu gösteriyor”. dedi. Üçüncü çeyrek sonuçlarında dikkat çeken bir başka unsurun da, altın, değerli taş ve metallerin mevduatının önüne geçmesi olduğunu belirten pınar abay, şöyle devam etti. “Merkez Bankası’nın yaptığı bir çalışmaya göre 31 mart 2012 tarihi itibariyla türkiye’de 117 milyar dolarlık kayıt altına alınmamış altın mevcut. İnanıyoruz ki bankacılık sektörünün altına dayalı ürünleri ile bu rezervler sisteme kazandırılacak. ING Bank olarak böyle bir kazanımın aracılığını yapacağız”
“Yeterli geliri olmadığı için tasarruf yapamayanların oranı ile kez değişim gösterek yüzde 51’e geriledi.”
Araştırmaya göre, tasarrufu olmayıp ancak gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranının 2012 üçüncü çeyrekte yüzde 54’ten yüzde 36’ya düştüğünü belirten pınar abay, söz konusu dönemde gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında büyüme konusunda belirsizliklerin yüksek kaldığını, yatırımcıların döviz mevduatına olan ilgisinin kısmen arttığını ancak tüm bu bilgiler ışığında geleceğe yönelik tasarruf eğiliminin güçlenirken, planlama gücünün azaldığını belirtti. Abay, ” Araştırmamıza göre yüzde 69’luk bir kesim, tasarrufu zorunluluk olarak görüyor. Tasarruf yapmayanlar arasında yeterli gelir sahibi olmamak hala en önemli neden ancak bu oranının ilk defa üçüncü çeyrekte belirgin olarak değiştiğini ve yüzde 61’den yüzde 51’e gerilediğini gördük. Araştırmamıza katılanların yüzde 18’i üçüncü çeyrek itibarıyla nasıl değerlendireceğini bilemediği için tasarruf etmediğini dile getiriyor. Bu noktada finansal okuryazarlığının bu kesim üzerinde gelecek dönemlerde etkili olacağını düşünüyoruz, ancak son dört çeyrekte gördüğümüz dalgalı seyir kalıcı etkilerin daha uzun vadede görülebileceğini işaret ediyor. Diğer önemli bir konu da, katılımcıların yüzde 31’inin ihtiyaç duymadıkları gerekçesiyle tasarruf etmemesi. Bu oranın araştırma başlangıcından itibaren kademeli olarak satış gösterdiğini gözlemliyoruz. Bunun biraz daha iradelenip analiz edilmesi gerekiyor.”