Resmi tatiller açısından şanslı bir yıl olan 2010’un güzel havalarla gelen ilk avantajlı haftasını geride bıraktık. Kısa olmasına rağmen hafta içinde ve hemen ardından ortaya çıkan gelişmelerin verdiği sinyaller bizim dikkatimizi çekti. Bu gelişmeleri ve tüketici finansmanı açısından önemlerini kısaca paylaşmaya çalıştık. Bu dönem açısından öne çıkan gelişmelerin başında merkez bankası’nın enflasyonla mücadele için harekete geçmesi geliyor. Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likiditeyi daraltmak amacıyla yabancı para munzam karşılık oranını 50 baz puan artırması, faizleri yukarı doğru çevirerek hazine kağıtlarının faizini önceki gün yüzde 9,3 lere taşıdı. Daha yakın zamanda sizlerle burada paylaştığımız yazımızda da göreceğiniz gibi, bu hareket tüketici finansmanı ürünleri arasında yer alan mortgage açısından avantajlı faiz oranlarının bulunduğu dönemin sonuna arasında yer alan mortgage açısından önemli. Yani merkez bankası faizi resmen arttırmasa da, likiditeyi kontrol altına almak amacıyla attığı adımlar piyasa faizlerini yukarı doğru arttırmaya başladı. Piyasanın reaksiyonu bu şekilde olunca, Merkez Bankası önlemlerine devam ederken faiz arttırımından ne kadar dayanabilir bilemiyoruz. Merkez Bankası’nın faiz artırım için konuşulan önlemleri daha önce gelebilir mi zaman gösterecek. Bu durum bizim görüşümüzle bir farklılık gösteriyor. Bizim görüşümüz piyasaların likidite azaltmaya yönelik hareketlere verdiği tepkiler nedeniyle faiz oranı ile TCMB faiz oranı arasındaki makas büyüyerek amacından çok daha fazla sıkıntıya sebep olabilir.
Görüş farklılığı fark nedeniyle arada kalan okuyucularımız olabilir. Bankacılar bu beklentilerini geçtiğimiz dönemde, yani merkez bankası daha likidetiye azaltmaya yönelik eylem planlarını hayata geçirmeden yapmışlardır. Bizim ise görüşlerimizi daha güncel verilere göre açıklama avantajımız var. Fark buradan oluşuyor. Gelişmelerin bankacılık sektörü yöneticilerinin beklentileri doğrultusunda gelişmesi durumunda da konut kredisiyle ev almayı planlayan tüketicilere kendilerine ideal konutları bulabilmeleri için biraz daha zamanı olması anlamına geliyor ki, bu da iyi bir şey. Yıllardır girmek için yatırdığınız avrupa birliği’nde yunanistan’ın yarattığı dalgalanma durulmadı bir türlü. Euro 1.96’ya kadar gerilemişken, bugün yine 1.99 civarlarında. Yunanistan için hazırlanan AB-IMF ortak çalışması olan paketin yunanistan’a ulaşabilmesinin 15 günden önce mümkün görünmemesi, IMF’nin ab ile ortak çalışmış olmasına rağmen yunanistan’dan ek önlemler talep etme olasılığı, S&P’nin yunaninstan’ın notunu 3 kademe düşürerek yunanistan’ı yatırım yapılabilir ülkeler arasından çıkarması ve yunanistan’ın kimden borç alabileceği konusundaki sıkıntılar euro’da sorunların biraz daha süreceğinin sinyallerini veriyor. Türk lirası hem dolar hem euro bazında değerli bir durumda. İhracat için güçlü bir TL pek sevimli bir durum değil. Öyle olsa, çin kriz boyunca para birimini dolar karşısında düşük tutmak için uğraşmazdı. Bunun neticesinde krizde en büyük büyümeyi gerçekleştiren ülke oldu.
Altın iki lideri bir geri seyrine devam ediyor. Yunanistan ile ilgili gelişmelerle beraber dün 1172’lere kadar sıçradı, şimdi 1163 dolar civarlarında. Mayıs ayından sonra 1000 doların bile altına düşecek bir gerilemeden bahsediliyor, ancak o tarihe kadar ki süreçte 1200 seviyelerine yaşanacak bir sıçramada pozisyon taşıyanlar kısmi kar realizasyonu yapmak isteyebilirler. Sonuçta dünya çapında enflasyonla mücadelenin başlayacağı bir döneme yaklaşıyoruz ve bu döneme girildiğinde portföyde bir miktar altın bulundurmak avantajlı olabilir. Kredi kartları açısından bakıldığında Garanti Bankası ile Atasay işbirliği neticesinde çıkartılan altın bonus dikkat çeken ürünlerden. Öte yandan tüketicilerin kartlarıyla nasıl hesaplı uçak bileti alabileceklerini araştırdıkları bir döneme girdik. Bu konuda geçmişte hazırladığımız ancak güncelliğini koruyan güzel bir makalemiz bulunuyor. Hala okumamış olanlar için tavsiye ederiz. Elementler sigorta, yani kasko, trafik, yaygın, dask gibi sigortalarda yılbaşından sonraki ikinci yoğun poliçe yenilemelerinin karşımıza çıktığı bir dönemdeyiz. Sigorta altın alma konusunda deneyimli olmayan tüketicilere, bu ürünleri bankalar veya banka şubeleri aracılığıyla almak yerine, resmi bir sigorta acentesi aracılığıyla almalarını öneririz. Acenteler sigortalıların hasarlarını da takip ettikleri için büyük kolaylık sağlarlar. Sigorta acentesi seçerken referans öne çıkar. Bu önemli referansı, sigorta poliçesi almış ve hasar tecrübesi yaşayan arkadaşlarınız verecektir. Acenteyle çalışmanın bir avantajı da söz konusu acentenin birden fazla sigorta şirketi ile çalışması durumunda aynı teminat için farklı şirketlerden fiyat alternatifi sunabilmesidir.