Gazetelerde okumuşsunuzdur, kredi kartına taksitle kontör satan bazı şirketler, kredi kartı borç nedeniyle sıkıntı çeken tüketicilerin kredi kartına taksit ödeme yaparak tüketicinin borç kapatıyor ve daha sonra bu tutara bankanın uyguladığı faizlerden daha hesaplı bir faiz ekleyerek, tutarı tüketicinin kredi kartından 12 ay taksitli kontör alımı olarak geçiriyorlar. Bu tür mağazaların yaptığı, tüketicilerin faize konu olan borçlarını taksitle tekrar bankaya yükeyerek yeniden yapılandırmak ve aradan komisyon almak. İlgili haberler çıktıktan sonra bankalar bu tür üye işyerlerini tespit etmeye başladılar bile. Ancak belki de bu yönteme karşı çıkmak yerine müşteriler için benzer bir ödeme sistemi oluşturmak, borç geri ödenmesinde hem banka hem de müşterinin yararına olabilir.
Türk halkı suistimal edildiğini düşünmediği veya köşeye sıkıştırıldığını hissetmediği sürece borç sonuna kadar sadıktır. Bankaların bu durumu görerek her iki tarafın çıkarına uygun ürün ve çözümler ile tüketicilerin karşısına çıkacağı günlerin yakın olduğu umut ediyoruz. Ama böyle bir fırsat çıkana kadar, kredi kartı ve diğer tüketici finansman ürünlerinin geri ödenmesinde zorluk çeken tüketicilerin, gerekirse tüm harcamalarını asgariye indirerek borç geri ödemelerinde gerekli asgari tutarı yatırmaya mutlaka özen göstermelerini bir kez daha hatırlatıyoruz. İdair ve kanuni takip aşamaları, banka ve tüketici arasındaki borç ilişkisini adli boyuta taşıyarak iki taraf için de kayıp olacağı gibi, sonrasında kanuni takibe uğramış müşterilerin başka kurumlar ile borç ilişkisine girmelerine de kesinlikle engel olmaktadır.