Türk bankalarına dünya çapında ilgi var.

İş Bankası yetkilileri türk bankalarının sendikasyonlarında dünya çapında ilgi bulunduğunu belirterek, “Türkiye piyasasına rağmen yabancı yatırımcı ilgisi paralelinde sendikasyon işlemlerine katılım sağlayan ülke bankalarının da çeşitlendiği gözlenmektedir. Örneğin, İş bankası’nın eylül 2010 tarihinde alınan sendikasyon kredilerindeki seyre yönelik olarak, “2009 yılının son çeyreğinden itibaren küresel krizin etkilerinin azalmaya başlaması ile beraber türk bankalarının uluslararası piyasalardan sağladıkları sendikasyon kredilerinin maliyetleri de düşüş eğilimine girmiş, yenilenme oranları ve kredi vadelerinde artış gözlenmiştir. Bu kapsamda, sektördeki bankalarca sağlanan sendikasyon kredilerinin bakiyesi 2009 yıl sonu itibarı ile 7,4 milyar ABD doları iken 2010 yıl sonunda 14,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Sendikasyon kredilerinin toplam maliyetleri 2010 yılı başında libor euribor yüzde 1,50 seviyesinden yıl sonunda libor euribor yüzde 1,20’ye 2011 yılının ilk çeyreğinde ise libor euribor yüzde 1,10 seviyesine gerilemiştir.” dediler. Yetkililere göre, türk bankaları yılın geri kalan döneminde yaklaşık 11,5 milyar ABD doları tutarında itfaları var, yenilenme oranının yüzde 100 civarında gerçekleşecek. “Yakın coğrafyamızda yaşanan siyasi gelişmelerin türk bankalarının sendikasyonunlarına etkisinin önemsiz boyutta olacağını düşünüyoruz.” diyen yetkililer sendikasyonların muhabir bankalarla ilişkilere dayalı bir kredi olduğunu, bu kredilerin maliyeti yabancı para cinsinden tahvil ihraçlarına göre daha düşük olduğunu kaydederek, “tahvil ihraçlarının kreditör bankalarının katılım, borçlu bankaların ise talep iştahlarında bir farklılık yaratmayacağını düşünüyoruz.” dediler.
Mevduat sistemin temel fonlama kaynağı “2011 yılı ocak ayı itibarıyla türk bankacılık sektörünün toplam pasifleri içerisinde yüzde 60,3’lük paya sahip olan mevduat hali hazırda sistemin temel fonlama kaynağı durumundadır.” diyen yetkililer sendikasyon ve tahvil ihracı gibi mevduat dışı pasiflerin mevduata göre daha avantajlı maliyet seviyeleri ile temin edilebildiği ölçüde bankaların üzerinde kredi faiz oranlarını artırma konusunda daha az baskı oluşacağını kaydetti. Yetkililer “Bu tür kaynaklara erişim imkanları bu kaynakların maliyet seviyeleri ile vade yapıları bilançoların aktif pasif yapısına ve fonlama maliyetlerine göre sağladıkları katkı ölçüsünde kredi fiyatlamalarında belirleyici olabilecektir. Dolayısıyla bu türden uzun vadeli ve görece düşük maliyetli kaynakların pasif içerisindeki payının artması aktif tarafta kredi fiyatlamalarında esnekliği arttırabilecektir. Hali hazırda maliyet açısından sendikasyon kredilerinin, vade açısından ise YP tahvil ihraçlarının göreceli olarak avantajlı seviyelerde olduğu, sendikasyon kredilerinde vadelerin uzamasını, YP tahvilde ise maliyetlerin gerilemesini sağlayacak koşulların oluşması ile birlikte mevduat dışı pasiflerin, kredi faizlerini arttırma noktasında gerçek anlamda bankaların ellerini rahatlatabileceği görüşündeyiz.” dediler. Yetkililer “Bir yıl vadeli sendikasyon kredileri, kaynak sağlanan bankaların talebine istinaden ticaretin finansmanında kullandırılıyor. Bir yıldan uzun vadeli kredilerde ise böyle bir kısıt yok. Dolayısıyla temin edilen kredilerin vadelerinin uzamaması durumunda bu kredilerin kullandırıldığı müşteri grubunda bir değişikliğe gidilmesi söz konusu olmayacaktır.” dediler.
Krizde aktif olmayan bankalar ile bile piyasada Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı tolga egemen, türk bankalarının 2011’de sendikasyon piyasalarında aktif olmaya devam ettiğini belirterek, “2008 2010 döneminde global kriz nedeniyle bu alanda aktif olmayan bankaların da 2011’de yeniden piyasaya çıktıklarını ya da çıkmayı planladıklarını görüyoruz” dedi.