Müşteri gruplarında bir değişiklik beklenmiyor.

Egemen, sendikasyon kredilerinde kullandırılan müşteri gruplarından bundan sonra değişiklik olup olmayacağına yönelik olarak, “Sendikasyon katılan bankalarla karşılıklık prensibi doğrultusunda çalışıyoruz. Sendikasyon işlemlerinden elde edilen kaynak müşterilerimizin dış ticaret işlemlerine finansman sağlamak için kullanılıyor. Müşterilerimiz de dış ticaret işlemlerini bankamız üzerinden gerçekleştiriyor ve bu sayede katılımcı bankalara hacim yaratılmış oluyor. Bu yapı hem bankalarla hem müşterilerle etkin ve sürdürülebilir ilişkiler sağladığından kredi kullandırılan müşteri grubunda bir değişiklik beklemiyoruz.” dedi.
Yapı Kredi finansal kurumlar direktörü pınar salcı, türk bankalarının 2010’da yüzde 100’ün üzerinde bir oranla ve rahat bir şekilde sendikasyon kredilerini yenilediğini belirtti. Salcı, “Sendikasyon kredilerinde toplam maliyetler 2010 yılının sonunda libor euribor yıllık seviyelerine geriledi. 2011’in başında ise toplam maliyet libor euribor seviyelerine kadar indi. Önümüzdeki dönemlerde türkiye’de ekonomik politik istikrarın devam etmesinin yanında haziran ayında yapılacak genel seçimler öncesinde mali disiplinde ciddi bir bozulma olmaması halinde, Türkiye’nin ülke notunun yatırım yapılabilir ülke seviyesine yükseltilme olasılığı bulunuyor. Bu durumda sendikasyon maliyetlerinin daha da aşağı çekileceğini düşünüyoruz.” dediler. 2011’de türk bankalarının yaklaşık 13-14 milyon dolar tutarında itfaları bulunduğunu kaydeden salcı, “Roll over rasyosunun da geçen yıl olduğu gibi yine yüzde 100 hatta biraz daha üzerinde bir oranda olmasını bekliyoruz” dedi.
Mısır lübnan sendikasyondan çıkma eğiliminde “Uluslararası piyasalarda yaşanan siyasi olayların tüm dünyada olduğu gibi türk bankalarının sendikasyon kredilerini etkilediğini söylemek yanlış olmaz.” diyen salcı, “sendikasyon kredilerinde yer alan mısır, lübnan hissedarlı ortaklı bankalar maalesef ülkelerindeki siyasi gelişmelerden dolayı sendikasyon kredilerden çıkma eğilimindeler bununla beraber yeni bankaların piyasaya girmeleri ve veya bu piyasadaki bankaların aktivitelerini arttırma arzularından dolayı yenilemelerde herhangi bir problem ile karşılaşmasını beklemiyoruz” dediler.
Salcı öte yandan avrupa bölgesi’nde katar ürdün japonya gibi ülkelerden yeni katılımcıların geldiği gibi katılım tutarını arttıran ülkeler de bulunduğuna değindi.
Tahvil ihraçları sendikasyonun önüne geçmez. “Her ne kadar 2010 yılı türk bankacılık sisteminin sermaye piyasalarından ilk defa olarak tahvil ihracı yapıp uzun vadeli kredi aldığı bir yıl olduysa da bu işlemlerin sendikasyon kredilerini önüne geçmesini kısa dönemde beklemiyoruz.” diyen salcı, sendikasyon kredilerinin 1 yıllık alınmasına rağmen türk bankalarının bu kredileri her yıl başarıyla çevirdiğini, uzun vadeli borçlanma kaynaklarının maliyetleri hala görece daha yüksek olduğunu belirtti. Salcı, “Türkiye’nin ülke notunun yatırım yapılabilir ülke seviyesine gelmesi ekonomideki büyüme trendinin devam etmesiyle tahvil ihracı gibi borçlanma enstrümanlarının çeşitlerinin ve bu ürünlerdeki borçlanma hacimlerinin artacağını böylelikle fonlama vadelerinin uzayacağını düşünüyoruz.” dedi.