Hükümet bu konudaki uygulamalara düzenleyici bir sınırlama getirmektense, tüketicilere döviz kredilerini yasaklayarak işin kolayına kaçmış. Talebin dövizdeki dalgalanmaya göre zaten değişkenlik gösterdiği bu tür kredi ürünlerinde mağduriyete sebep olacak oranlarda kredi verilmesine sınır getirilmesi daha uygun olurdu kaanattindeyiz.
Örnek vermek gerekirse; dövize endeksli veya döviz cinsinden konut kredisi ile ev alacak tüketicilere, gayrimenkul tutarının %70’i değil de %55’i kadar kredi alabilmesi yönünde bir sınırlama getirilmesi, diğer kredi ürünlerinde de benzer sınırlamalara gidilmesi daha yapıcı olurdu. Kuşkusuz bu değişiklikten en negatif yönde etkilenen dövize endeksli kredilerin daha çok kullanıldığı mortgage kredileri olacak.
Tüm krediler içerisinde dövize endeksli krediler ile TL kredilerinin kredi türüne göre dağılımına bakıldığında taşıt ve ihtiyaç kredilerinin neredeyse tamamının TL olduğunu görmekteyiz. Konut kredilerinde ise %9’un üzerinde dövize endeksli kredi kullanımı var.
Konut kredileri 20 yıla yakın vadelerle müşterilere sunulan krediler olduğu için, kredi faizi oldukça önem kazanmakta. Tüketiciler uzun süre borçlanırken yüksek faiz ile borçlanmak yerine kur riski alarak döviz cinsinden borçlanmayı tercih ediyorlar. İhtiyaç kredisi ve taşıt kredisi gibi krediler 3 yıllık krediler olduğu için müşterilerin neredeyse tamamı TL cinsinden borçlanıyor.
Konut kredisi stoğunda yüzde 9’lara kadar yükselmiş dövize endeksli kredileriin DEK bugün resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik sebebi ile artık kullandırmayacağı açık. 3,5 milyar TL’lik dek stoğu erken kapanma ve aylık ödemelerle hızlı bir şekilde eriyecek. Daha az faiz ödeyerek uzun vadede daha fazla borçlanabilen müşteriler artık TL kredi kullanmak zorunda.
DEK, ağırlıklı olarak lüks konut ve projelerde satılan konutların alımında kullanılmakta idi. İlk etapta bu tarz konut üretmiş inşaat firmalarının satışlarında olumsuz bir etki yaratacak bu değişiklik, stabil bir ekonomide uygun faizlerle borçlanmak isteyen tüketicileri cezalandırmaktan öteye gitmemekte. DEK kullanamayan müşteriler yüksek TL faizi sebebi ile daha az borçlanabilecek. Bu sebeple bir kısım müşteri ya da vazgeçecek ya da daha ucuz konutlara yönelecek. Her 10 krediden birinin DEK olduğu göz önüne alındığında, tüketicinin yüksek kar marjları ile satılan TL kredilere mahkum hale getirilmesi sebebi ile konut talebinde azalma olacağına kesin gözüyle bakılabilir.