Türkiye tasarrufu yeniden öğrenmeli.

Şekerbank yönetim kurulu başkanı ve murahhas üyesi hasan basri göktan türkiye’nin 1980’lerden sonraki dönemde tasarrufu unuttuğunu belirterek bu bilinci aşılamada bankalara da görev düştüğünü kaydetti. Hasan basri göktan “Türkiye’nin unutulan bir dönem var, 1960’lı 1970’li yıllarda düşük faiz, yüksek tasarruf oranlarının olduğu bir dönem. Şimdi hafızalardan silindi ama türkiye gemişte böyle bir dönemi yaşadı. Bankacılık sektörü kredi veriyor. Ekonomi büyütüyor ama toplama bilinç aşılama eğitim verme görevi de var sektörün. Mutlaka bankaların ve 10-15 büyük sanayi kuruluşumuzun tahvil ihraç etmesi lazım” dedi.
Şekerbank yönetim kurulu hasan basri göktan ile bankacılık sektörünü ve bankanın stratejilerini konuştuk. Banka olarak üreticiyi destekleyen anadolu bankacılığı misyonunu üstlendiklerini kaydeden göktan, küçük işletmelere ve bireylere daha kaliteli, daha ucuz ve daha kolay erişebilir kredi imkanı sunmak istediklerini kaydetti. Göktan Merkez Bankası’nın aldığı kararları da çok yerinde bulunduğunu ve desteklediğini belittiği konuşmasında sektörde bu kararların ardından faizde hafif bir yükselme ve vadelerde bir miktar geri çekilme yaşandığını ve bunun bir süre daha devam edeceği öngörüsünde bulundu. Göktan bankaların oluşan yükü krediyi kullananlarla paylaşacağını da belirterek şekerbank olarak vade kaynak uyuşmazlığını çözecek projeler üzerinde çalıştıklarını aktardı. Düşük faiz yüksek tasarruf dönemini yeniden öğrenmeliyiz Türkiye’de artık vadelerin uzamasının büyük önem taşıdığını ve bunun için de başka alışkanlıklar edinilmesi gerektiğini ifade eden göktan “Bir kere türk toplumu tüketen bir toplum haline geldi. Tasarruf unuttuk. türkiye’nin şimdi hafızalardan silindi ama “düşük faiz yüksek tasarruf dönemi” yaşandığı bir dönem var. 1960’lı 1970’li yıllarda hatta 1980’lere kadar mevduat faizi çok düşüktü, tasarruf oranı da çok yüksekti. Türkiye’de sanayi nasıl kuruldu. Sanayici çok ucuz kredi kullanırdı. bütün çocukların evinde bankaların çeşit çeşit kumbaraları vardı. Bu unutuldu. Bu aslında sadece türkiye’nin de değil dünyanın sorunu. Bunu da yadırgamamak lazım, değişik bir kuşak yetişiyor. Ürün çeşitliliği farklı. Pragmatizim hakim ve bu da tüketim hevesini artırıyor ama mutlaka tasarruf yapılması lazım” şeklinde konuştu.
Türk bankalarının kredi vererek, ekonomiyi büyüttüğünü ama vade ve tasarruf sorununu çözmede de öncü rol üstlenmesi gerektiğini işaret eden göktan “Sektörün biraz topluma bilinç aşılama eğitim verme görevi de var. Bizde türk halkını uzun vadeye alıştırmak için tahvil çıkartıyoruz.