Kamu kaynakları ve desteklenmeyen ihtisas.

Tarım sektörünün kredilendirme çoğunlukla öngörülemeyen kontrol dışı faktörlerin risklerinin ağırlığı altında olması, kamu kaynakları ile desteklenmeyen ihtisas dışı bankaları genelde hep ürkütmekte. Tarım sektörü, KOBİ’lere göre daha bir özel beceri gerektiren bir kredilendirme faaliyeti gerektirir.
Deneyimlerimiz başkan faik yavuz’un özellikle hayvan besiciliği ve yetiştiriciliğinde sektörü bilen ve içinden gelen biri olmasının bize kazandırdıkları ile KGF’yi tarım sektörüne de kefalet veren karma bir yapıya getirdik. Bu tecrübede ziraat bankası’nın uzmanlığından ve raporlarından yararlandık. Tariş’in çiftçilerden ürün alımını finanse etmesi için bağlı kooperatifler üzerinden başlattığımız kontrollü zirai kredi kefalet uygulamamızı başka kooperatiflerle de geliştirerek sadece kooperatiflere 134 milyon TL’na yakın verdiğimiz kefaletler ile kullandırılan krediler toplamı 167 milyon TL’nı geçti. Bu kredilerden örneğin marmarabirlik marmara zeytin tarım satış kooperatifi birliğine kayıtlı 216 çiftçiye kredi doğrudan kullandırıldı ve temerrüt oranı yüzde 3.3 gibi gerçekleşti. Tariş’e bağlı 69 kooperatif üzerinden kullandırılan krediler ile yaklaşık 50 bin çiftçinin ürün alımının finansmanı sağlandı.
Ayrıntılardaki hikmet kurnaz Ferit B Parlak 2007 yılı ağustos ayında yine bu sayfada konuğumuz olmuştu KGF genel müdür hikmet kurnaz 2007’nin son çeyreğinde kredilerde sorun yaşanacağına, 2008 yılında ise bu sorunun artarak büyüyeceğine dikkat çekmiş önlem alınması gerekliliğinin altını çizmişti.
Kredi Garanti Fonu’nun sermayesinin yükseltilmesiyle, Türkiye’nin bu sorunu rahatlıkla atlatabileceğinin altını çizmişti.
Kurnaz’ın söyledikleri, dönemin devlet bakanı nazım ekren’in dikkatini çekmiş ve hazine ile kamu bankalarının bu konuda çalışma başlatmasına vesile olmuştu.
Bu defa da zorunlu karşılıklar konusunda önerisi var kurnaz’ın zorunlu karşılıkların para politikası aracı olmaktan çıkarılıp, hükümetlerin ekonomik programları doğrultusunda kredi politikası aracı haline dönüştürülmesi gerektiğine inanıyor. KOBİ’lerin kredilendirilmesinde zorunlu karşılık oranlarının teşvik edici bir unsur olarak kullanılmasını ve KOBİ’lere kullandırılan kredi tutarı kadar, mevduat için farklı zorunlu karşılık oranı uygulaması gerekliliğini dillendiriyor.
Zorunlu karşılığa KOBİ’lere kullandırılan kredilerin faiz oranlarını düşürmeyi sağlar şekilde faiz ödenmesinin de tercihi bir politika olarak benimsenebileceğine dikkat çekiyor.
Böyle bir mekanizma ile bankaları ve KOBİ’leri krizlere karşı daha dayanıklı hale getirmenin mümkün olacağını savunuyor.